Öncelik bölümü henüz okumadıysanız tıklayınız.

Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar

Güneş yalnızda olsa etrafına ışık saçar.
Üzülme, doğruların kaderidir yalnızlık,
Kargalar sürü ile, kartallar yalnız uçar.

Bir çınarın altında, elindeki dut ağacından yapılmış bağlamasıyla türkü yakarak oturan çoban, ırakta görünen kargaya gözü takıldı. Etrafı ağaçlarla çevrili geniş boş bir otlak arazide davar sürüsü pek bir memnun görünüyordu. Koca bir yağmur bulutunun gelişi bu güneşli havayı bozacağa benziyordu. Karga çobanın dibinde oturduğu ağacın dalına kondu. Çobanın canı sıkılmıştı ama gelen yağmur bulutundan dolayı değil. Sazını bir kenara bırakıp, bütün sürüyü görebileceği bir yüksekliğe çıktı. Ormana doğru dört bir yana baktı. Fazla geçmeden bir kurt çıkageldi ormandan. Hemen ardından başka taraftan bir kurt topluluğu daha göründü. En azından 5 – 6 kurt vardı. Diğer taraftan bir topluluk daha… Çoban hala ormana bakıyordu sanki daha gelecekler varmış gibi. Davarlar kurtlardan korkarak, kaçışmaya başladılar. Kurtlar davarları yakalayacak kadar yakınlaşmışlardı ama çoban kılını kıpırdamıyordu ama malların zarar görmesine izin vermeyecekmiş gibi bakıyordu.

Fazla geçmeden. Gözle görülebilecek kadar uzakta, ormanın içerisinden bir leş kargası sürüsü büyük bir gürültüyle havalandı. Çoban üstündeki keteyi attı ve ıslık çaldı. Hemen ardından ok gibi hareketliliğin olduğu yere yollandı. Koşarak giderken, kınından hançerini çıkarttı. Uluma sesleri yükseldi yukarı yaylanın dağlarında. Çobanın önündeki ormanın içinden koşarak çıkagelen itbarak sürüsünün öfkesi, oldukça aç olduklarının göstergesiydi.

İçlerinden birisinin çobanın kılıcını boğazında görmesi fazla zaman almadı. Deli gibi koşan itbaraklar kurtların saldırısıyla durakladılar. Uzaktan biri görse meydanda sanki harp olduğunu sanırdı. Toz dumana katıldı. Ormandan kükreyerek gelen bir boz ayı belirdi. Çoban ona doğru koştu ve hemen üzerine bindi. Bulunduğu kısmın sol tarafından beliren bir başka itbarak topluluğuna doğru yollandı süratle. Boz ayının üzerinden şık bir atlayış yaparken bir itbarağı kılıcıyla tanıştırdı. Ayı topluluğu dağıttı birini parçalayarak. Çoban çeviklikle indirdiği itbarağın birinden diğerine kılıcını savurdu. Kavganın ortasında havadaki karga iğrenç sesiyle ötmeye başladı. İtbaraklar bozguna uğramıştı.

Çoban kendinden emin bir şekilde hiç bu kadarını beklemediklerini düşündü. Korkup kaçan itbarakları kurtlar kovalıyordu. Sığırlara tehdidin rüzgarı bile değmemişti. Çoban yanındaki ayıya teşekkür ederek onun ormana yollanışını seyretti. Ortalık şimdi sakindi ama gelen bir yağmur vardı. Eşyalarını toplayıp yaylaya yollanmalıydı artık. Gölgesinde oturduğu çınarın altına geldi. Ketesini üzerine giydi. Azığını koyduğu dağarcığı takındı. Sazını omuzuna attı. Doğrulduğunda geldiği yoldan kısrak üzerinde bir hanım fark etti. Ardından iki atlı okçu daha.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız.
Lütfen buraya isminizi giriniz.