Zülfü Livaneli bu kitabıyla yüreklerimize dokunmuştur. Bildiğimizi sorgulatmıştır. Kitap ülkemizin güneyinde siyahlar içerisinde terör estiren insanlıktan çıkmış sadece hayvani iç güdüleri ile hareket eden bir grup insan görünümlü hayvandan dolayı zulüm gören Ezidi halkından ülkemize kaçıp kurtulan bir genç anneden bahseder. Ezidi annenin ne zor şartlar altında kaçıp ülkemize sığındığını, öyle niye bizim topraklarımıza geldiler cümlesini kurmak kadar basit olmadığını kitabı okuyunca anlayacaksınız. Bu yüzden bu düşüncesi dahi yürek burkan can sıkan kısımları geçip sizlere okuyarak hayal aleminizde yaşamanızı öneriyorum.

Peki kitapta bahsedilen Ezidi halkı nedir? Daha önce hiç duymuş muydunuz? Genellikle İslam aleminde düşman olarak bilinen Yezit’in halkı Yezidi ile karıştırılır. İnternet üzerinde çıkan kaynaklar da bile bu yanlış bilgi üzere yayımlandığını görürsünüz. Bir yandan terör örgütü bir yandan da bu isim karmaşıklığı sebebiyle İslam’a gönül vermiş halk tarafından eziyet görmüş garip bir halktır.

Ezidilerin, Zerdüşlük inancı ile birlikte eski Mezopotamya dinlerinden uzanan bir dini inançları vardır. Tarihte Asurlular’ın Irak’ın bir parçası olan Ninova bölgesinde yaşamışlar ve günümüze kadar gelmişlerdir. Genel olarak Kürt kimliğini benimsemişlerdir. Ezidilikte Ezda olarak isimlendirdikleri tanrı dünyayı yaratmıştır. Ezda’nın sınadığı melek, düşmüş melek olarak adlandırılır. Diğer bir adıyla Melek Tavus’tur. Ezda’nın insan karşısında boyun eğmeyip, buyruğa karşı gelmesi Ezidi halkı tarafından asil bir davranış olarak benimsenmiştir. Kendi düşüncelerim ile karşılaştırma yapacak olursam diğer ilahi dinlerde bahsedilen cinsi varlıklardan şeytan İblis’in hikayesine benzer. Ezidi halkının Melek Tavus’a hürmetleri sebebiyle Tavus Kuşu’nu kutsal görmeleri bu sebeptendir.

Harase nedir bilir misiniz? Harase, devenin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni yedikçe ağzı kanar. Kanın tadı ile dikenin tadı birleşince devenin daha çok hoşuna gitmeye başlar. Kanadıkça yer. Bir türlü kendi kanına doyamaz. Eğer deve durdurulmazsa, deve kan kaybından ölür. İşte buna harase denir. Eski Arapça kökenli bir kelimedir. Hırs kelimesi buradan türemiştir. İşte Zülfü Livaneli Orta Doğu olarak nitelendirilen topraklarının kaderinin bu olduğunu, bir kelime ile ifade etmiştir. Sürekli savaş halindedir ancak kendi kendini öldürdüğünün farkında değildir.

Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. 4.5 yıldız veriyorum. Okumaya değer.

1 YORUM

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız.
Lütfen buraya isminizi giriniz.