Önceki bölümü henüz okumadıysanız tıklayınız.

Hiç kimse kötüyü kötü olduğu için seçmez, iyiyi, mutluluğu ararken düşer bu yanlışa (Mary Wollstonecraft). Ailesini katleden o adam peki iyiyi mi arıyordu diye içinden geçirdi Merih. Daha öfkesi dinmemişti. Dinmeyecekti de. Sonsuza dek arayacaktı o vicdansızı. Bir mankurt mahvetmişti hayatını. Aklı olsa yapmazdı kesin. Ona o emri veren sahibini arıyordu. O caniyi. Eğer bir mankurt bulursa o herife de ulaşacağından emindi. Kardeşlerinden birini kaçırmışlardı. Zühre’yi… Hala düşündükçe ciğeri yanıyor, küçük kardeşine işkence yaptıklarını düşünmek bile istemiyordu. Merih tekrar mutluluğu arıyordu. Yine huzur içinde ailesiyle, en azından sağ kalanlarla yaşamayı.

Demircinin anlattıklarını hatırladı ama bir medyumun, üstelik kendi başına hareket eden bir medyumun mankurt olmayacağından emindi. Kötüyü isteyerek seçmezdi ama herkesin iğrendiği, dışladığı bir ölü büyücüsü yardımcı olabilirdi. Evet… Hanın ortasındaki masada, leş kokulu, kırık dökük eski eşyalarla kuşanmış bir medyum yardım edebilirdi ona.

Çorbası neredeyse bitmek üzereydi Merih’in. Bir iki yudum daha alıp masasından kalktı. Medyumun masasının solundaki iskemleye oturdu. Müstereb yan yan masasına oturan gence baktı ama bir şey söylemedi. Kahvaltısını yapmaya devam etti. Merih kendisini tanıttı. Buralarda namı bilinmeyen diyarlardan geldiğini, isminin Merih olduğunu ve bir mankurt görüp görmediğini sordu medyuma. Müstereb sanki yanında oturan biri yokmuş gibi davranıyordu. Duymamazlıktan geldi. Merih daha içten bir şekilde “lütfen yardım edin. O zalimler yaşama sebebimi aldılar benden.” Müstereb hiç aldırmaz bir bakışla “Benim yardım edeceğimi de nereden çıkartıp yanıma geldin. Hadi bunu boş ver benim o zırvalıkları bildiğimi nereden çıkarttın. Hadi bildiğimi var say, nasıl bu kadar bildiğimden emin olabiliyorsun.” diye sordu. Merih ne diyeceğini bilemeyerek “siz kötüyü bizden daha iyi bilirsiniz. Çünkü bizzat içindesiniz” dedi. Müstereb “Yanlış cevap evlat, beni etkileyemedin. Kusura bakma, benim davam, derdim kendime yeter. Ayrıca ölüm kötü değildir. Bir başka yaşam için yeni bir başlangıçtır. Her biten şeyin başlangıcı olduğu gibi… Yaşamayı anlamlı kılar. Sende geçmişi geçmişte bırak. Yeni bir hayata başla.” dedi ve masadan kalktı.

Ayakyoluna doğru yollandı. Merih bu gezgin büyücüden laf almaya kararlıydı. Israr edecekti gerekirse meydan okuyacaktı medyuma. Müstereb daha iki adım atamadan durdu boynuna doğru uzatılmış kılıcı görerek. “Bildiklerini anlatacaksın medyum” dedi Merih. Müstereb küçümser ve uğraşmak istemediği gereksiz bir işle uğraşmak zorunda kalmış gibi baktı Merih’e. Asasına davranamadı ama bir büyücüydü. Her büyücünün yapabileceği küçük büyüler yapabilirdi. Birkaç geri adım attı ve Merih’in üzerine hızla yürüyen hancının ayaklarına baktı. Sanki hancıya çölme takılmış gibi o iri göbekli yapısını dengede tutamayarak Merih’in üzerine doğru yığıldı. Merih çevikliğiyle hancıdan kaçabilmişti. Ama bunu fırsat bilen Müstereb asasını eline alır almaz Merih’e doğru acı çekerek ölmüş iki ruhun laneti büyüsünü kullandı. Büyüye bu şekilde hitap etmek yerine göründüğü gibi mavi ışık demek, herkes için olduğu gibi medyumlar içinde kolay oluyordu. Mavi ışık Merih’ in göğsüne doğru geldi. Acıyla Merih kollarını iki yana açtı, bağırmak istedi ama kendisini zayıf gösterirdi rakibine karşı. Bağırmadı. Işık sırtından çıkıp kayboldu. Merih canı yanmış olacak doğrulabilmesi biraz zaman aldı. Tekrar kılıcını büyücüye doğru uzattığında karşısında etrafında hayaletler dönen bir medyum buldu. Hayalet kalkan büyüsünü çoktan yapmıştı Müstereb ama yapabileceği büyü sınırlıydı. Etrafta ölü olan herhangi bir şeye ihtiyacı vardı. Burada yapabileceği kalan büyü gaz büyüleriydi. Uyutan, zehirli ya da kafa karıştıran türlerinden. Merih kendisini yorgun hissediyordu ve fazla dayanamayarak yere yığıldı. Müstereb hayalet kalkanı yaptıktan sonra uyutan gazı çoktan yollamıştı Merih’ in üzerine bulut misali. Bundan nasibini hancıda almıştı yerde kavgayı durdurmak için bağırıp dururken. Merih ve hancı uyurken Müstereb hanı terk etti boynundaki madalyon misali tılsıma bakarak.

Sonraki bölümü okumak için tıklayınız.

1 YORUM

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız.
Lütfen buraya isminizi giriniz.